kitap okuma cezası gibi ilginç bir cezadır aslında. ama ikisi de gereklidir.

kavga çıkarmaya, tartışmaya gerek yok.

2045 yılında galatasaray taraftarı ile rakip olacaktır yine. birbirlerinden nefret etseler de dıştan, içten içe birbirleri sayesinde varolduklarını bileceklerdir.

ben genelde

(bkz: üst geçitte) derim.

ancak 4 sayfayı dolduracak kadar çeşidi var mıymış ya.

her kötü davranışı türk milletine mal etme hastalığı.

frikikleri selçuk atacaktır. olmadı burak atacaktır.

hayali goldür kısaca.

kendine iyi bak, beni düşünme
su akar yatağını bulur

manchester united'a 6.00 oranla koyacağımız maçtır.

yenilirsek de canımız sağolsun.

edit: şimdiden koymaya başladık galiba

ilkokuldayken, 1. dönemin karne gününde kitabın ilk 50 sayfasını yazın deyip de (öyle ödev mi olur amk) 2. dönem okuldan ayrılan öğretmenin akrabasıdır.

(bkz: barpolla)

(bkz: ben gençken 45 kiloydum)

mecnunun çölden döner dönmez aşık olmasıyla ciddi anlamda sıçan dizimizdir. bari birkaç bölüm geçseydi aradan ya. keşke melis birkan'ın ismini leyla yapmamak gibi bir sürpriz olsa ama nerdee, hem bu şekilde ezgi asaroğlu'nun finalde dönme olasılığı 0'a düşmez.

ayrıca diğer karakterler hakkında da birkaç şey yazmak istiyorum.

iskender dizinin sonunu göremeyecek gibi geliyor bana. şu ana kadar izlediğimiz her dizide, sürekli kalbi tutan adam hiçbir zaman sonu göremedi. ama olabildiğince geç olsun bu olay lütfen.

ismail abi'nin flashback'leri bazen çok komik, bazen cidden çok kötü. mesela bu bölümdeki pisagor sahnesi, başka bir dizide görsem bundan sonra o diziyi her gördüğümde kanalı değiştirmeme sebep olur. burak aksak dua etsin, izleyici kitlesi diziye çok sadık da bunlar görmezden gelinebiliyor.

yavuz, galatasaray'daki umut bulut gibi başladı sezona. hiçbir zaman bu kadar aktif olduğunu görmemiştim. mecnun'un doğallığını kaybedip cıvıklaştığı şu günlerde ortaya çıkması çok iyi oldu.

erdal bakkal muhteşem gidiyor. döner ekmeğinin içine 2 parça tavuk koyup götürmesi, köçek olduğunda sanki 40 yıllık mesleğiymiş gibi yüzünde hiçbir ters ifade olmaması ve bu gibi şeyler.

karakterleri mecnun'la, onun dilinden konuşarak kapatayım bari. hafız bak, sen ilk sezonda çok iyiydin geçen sezon sedef-şirin çok bozdu, cıvıklaştırdı seni. 3. sezon saçları da dizinin başındaki gibi kestirmiş, düzelecek galiba diye umut ederken, hiçbir şey fark etmediğini görüyoruz. eski haline dönmesen mi acaba artık?

ve burak aksak... ciddi anlamda tıkandın. sen değil miydin "yazar tıkanması yeteneksizlerin uydurduğu bir yalandır" diyen? esprilerin bazıları cidden zorlama. ilk sezon herkes mükemmeldi, şimdi sen formdan düştün, mecnun düştü, diziyi oyuncu kadrosunun mükemmelliği götürüyor sadece. bir an önce açılman dileğiyle.

(bkz: es es)

sinan akçıl gibi bir adamın bile şarkıcı olabileceğini gösterendir. şarkıdır diyemedim kusura bakılmasın.

hazırlık maçında iyi oynayarak bir anda değişmez oyuncu olan sercan'ın topla 0 etki yaptığı maçtır.

entry'i eklemeden edit : son dakikada yaptığı dribbling de bunu değiştirmez. caner girse iyi olur.

9. sınıfta aldığım mp4'ü ile liseyi bitirmeye yaklaştığım markadır. bir kere makineye girdi, şarj süresi azalması dışında bir sorun olmadı.

yanlış önermeler bütünüdür. gökhan töre oyun itibariyle barcelona'nın yapısına tamamen ters düşmektedir. bencil oyuncu barınamaz orada.

aykut kocaman suçu hakeme atacaktır.

anlatım bozukluğu içeren ifadedir. doğrusu, kuran a abdestsiz el sürmemek olacaktır.

moonlight sonata.

maaşını yarıya indirmezse gönderilsin, kabul ederse kral olarak sözleşmesinin son yılını yaşar gider. sakatlık ve güçsüzlük nedeniyle 5. forvet konumunda olacaksın. maçlarda varlık gösteremeyeceksin. hem de yıllık 2.8 milyon € 'yu götüreceksin. yok öyle yağma. biz ona çok değer verdik, veriyoruz da, ama 2 yıldır bir halt yapmadığı aklına gelsin ve indirim yapsın lütfen.